Hayata Dair Herşey

Mutluluğun Bir Formülü Olsa Bu Ne Olurdu?   Bugün evde küçük köpeğiniz pabloyla oynarken,  Insanların mutsuzlukları hakkında düşündüm. Neden bu kadar mutsuz Toplum olduk. ne zaman nerede değişti ve kırıldı bu döngü. Eskiden de hep böyle mutsuz muyduk yoksa hayat şartları, yaşanılanlar, değişen koşullar mı bizi bu hale getirdi.  Artık herkes daha fazla ben demeye, Benim isteklerim, benim hayallerim, benim umutlarım demeye başladı. Ne dir sürekli bu Ben ben ben demek. Belki de sesimizi karşımızdaki insana duyuramadığımız için kendi kendimize yarattığımız bir İsyan, bir kargaşa ya da bir kaostur bu. Bunun bir formülü yok mu acaba Hani einstein'ın E=Mc2 gibi.  Mutluluk = Özel Alan + Saygı + Sevgi + Şükretmek Aslında mutlu olmak için herhangi bir nedene ihtiyaç duymadan, O andan, o günden yaptığınız her şeyden keyif almayı bile bilmek. Çayınızı yudumlarken çayın tadına varmak, Balkondan dışarıyı izlerken sokaktaki insanları, hayvanları, sesleri hissetmek, Allah'a dua ederken samimi

  Şamanlar ve aura çalışması                             Şamanlar ile ilgili olan konular her zaman çok fazlasıyla ilgimi çekmiştir. Ve bu konuyla ilgili yıllarca araştırma yaptım ve şamanların bizlere anlatmaya çalıştığı öğretileri nelerdir? Bunları hep araştırdım. Her araştırmam da kendimi şaman ve Şamanizm’e yakın gördüm. Belki benim atalarımın içinde şaman olanlar var bilmiyorum, aslında bunu bir araştırmak gerekir. Şamanlar 2 doğamız olduğunu söylerler, bunu biliyorlardı. Doğamızda biri ışıktır. Bu bizim ışıklı enerji alanımızdır. Diğeri maddeye sıkı bağlı olan ışıktır.  Bu da fiziksel bedenimizdir. Buranın bilincin alanı olduğunu söyler şamanlar. Bir parçacık olarak da tezahür edebilir. Yani enerji alanı olan bir halimiz var. Öldüğümüzde parçacık halimizi terk ediyoruz ve sadece alan halinde olarak kalıyoruz derler.  Ve yaşamın 4 seviyeden oluştuğuna inanırlarmış. Ve bu 4 Seviyeyi 4 hayvanla adlandırmışlar.  Yılan seviyesi  Jaguar seviyesi  Sinek kuşu s

  29 Mar 2021  Haftaya ay Terazi burcunda iken başlayacağız. Bugünlerde sosyalleşmek için ilişkilerimizi güzelleştirebilmek için uygun zamanlardır. İkili ilişkilerinin ya da evliliğiniz başta olmak üzere bazı sorunlar yaşıyorsanız ve bunları düzeltmek toparlamak arzusundaysanız, dolunaydan da alacağınız enerji ve etki ile beraber,  ilişkilerinize odaklanabilir,  nerede hata yaptığınızı fark ederek bunu toparlama, düzeltme gibi durumların içerisinde olabilirsiniz. Çünkü ay Terazi burcunda iken barış ve uyum hakim olur genellikle. Bizlerde hangi enerjinin yeryüzüne yansıdığını bilirsek ve bu enerjiyi kullanmayı seçersek artıya geçerek avantaj elde edebiliriz. Eğer bazı gerginlikler iniz stresini ya da öfkenizi kontrol altına alamıyorsanız her şeye rağmen, Spor yapın sanatsal aktivitelerle uğraşın doğada bol bol vakit geçirerek kendinize sakinliği ve huzurun ne kadar önemli olduğunu ancak bu duygu ve düşüncede kalarak geleceğinizi en güzel şekliyle var edebileceğinizi hatırlatın. Gü

  MUTLULUK VE ÖZGÜRLÜK Hep derim ya mutluluk bir seçimdir diye. Evet, yine aynı şeyi söyleyeceğim zaten.  Mutluluk bir seçimdir . Mutlu olmak için sürekli büyük şeyler olmasını bekliyoruz. Mesela çok para kazanmak, istediğimiz arabayı almak ya da tatile gitmek gibi. Ama aslında mutluluk içtiğin bir bardak kahvede ya da sokakta yürürken burnuna gelen narenciye kokusunda.  Mutluluk  ufacık şeylerde saklı. Bizler hep geçmişte yaşadıklarımızı düşünerek kendimizi mutsuz ediyoruz. Evet, geçen yazımda aşk üstüne htiklerimi yazmıştım. Yanlış anlaşıldım mı bilmiyorum ama ben orda mutsuzluğumu anlatmak istemedim. Ben olduğum durumdan mutluyum aslında. Hayatın içinde kendimi mutlu edecek çok fazla şey bulabiliyorum. Sevdiğim bardağıma kahvemi koyup bilgisayar başına geçtiğimde mutlu oluyorum mesela. Ya da sabah uyanıp hazırlanırken sabah sohbetlerinden mutlu oluyorum. Çünkü her gün yeni bir mucize bizler için. Her gün hayatımıza yüklenen 24 saat var. Henüz hiç dokunulmamış, kirlenmemiş ve umutlar

  BENİ BENİMLE BIRAK İnsanlar yaşadıkları karşısında hep farklı şekillenir. Yani olumsuzluklarla karşılaşan biri ona alışmış olup daha sabırlı olabilirken, benzer şeyleri yaşayan bir kişi tam aksine daha da hırçın olabiliyor. Mesela ben, eskiden aşka âşık bir kadındım. Hayatımda biri olsun isterdim hep, yalnız olmayı sevmezdim. Oysa şimdi hayatımda kimse olmasın istiyorum. Yani aslında erkek düşmanlığı da değil ama, yani benim çizdiğim sınırı geçmesinler istiyorum sadece. Benim birçok erkek arkadaşım var. Oturalım, sohbet edelim, eğlenelim falan ama bana dokunmasınlar istiyorum. Zaten sevgililik bana biraz bunaltıcı geliyor sanırım. Sevgililik demek birçok sorumluluğun da gelmesi demek. Hayat koşturmacası içinde kendine ayıracağın vaktin kalmaması demek, her şeyi haber vermen demek, görüşmen demek, iki kişilik düşünmek demek. Sanırım zamanında hayatıma soktuğum yanlış kişiler benim tüm iyi niyetimi ve tahammülümü kullandığı için ters değişen biri oldum. Daha ılımlı ya da bana değer ver

ÖYLE İÇİMDEN GELDİ Çocukluğumdan beri her bir yazıya başladığımda “Bugün canım çok sıkkın.” Diye başlamışım. Buna çok gülmüştüm ve neden hiç “Mutluyum” diye başlamadığımı merak etmiştim. Şimdi anlıyorum aslında. Çünkü ben hep canım sıkkınken yazmaya yönelmişim. İçimdekileri bir şekilde dışarı atmak için böyle bir yol bulmuşum kendime. Belki kimse benim ne htiğimi anlamayacak diye düşündüğüm için böyle bir yol geliştirmişim… Çok da iyi olmuş aslında. Çünkü sen etrafındakilere içindekini anlatmaya çalışırken yeterince dürüst olamıyorsun. Yanlış anlaşılır ya da beni anlamaz belki diyerek hep biraz daha farklı anlatıyorsun. Ama yazarken öyle mi? İçindeki her şeyi dosdoğru yazabiliyorsun. Hatta yazmak o kadar rahatlatıyor ki insanı, belki de uzun zamandır yazmadığım için bu kadar bunaldım. Eskiden en büyük keyfimdi, defterimi kalemimi alıp deniz kenarına gitmek, Kale içine gitmek. Oturup yazımı yazardım, etrafı izlerdim.  Ve belki de 2 yılı aşkın bir zamandır bunu yapmıyorum. Hep diyorum ki

  BAŞLAMAK İÇİN BİTİRMEK GEREK BAZEN Yeni bir hayata başlamak için eski hayatı bırakmak, parayı almak için kıtlık bilincinden kurtulmak gerekir. Sağlığı almak için hastalığı bırakmalı . Cesareti almak için de korkuyu bırakmak  gerekir. Yeni aşk istiyorsanız, aşk acısını bırakmalısınız . Kilo vermek için şişman bedeninizi bırakmanız gerekir. Bırakmayı bilmiyorsak eğer yeni olanı da hayatımıza alamıyoruz demektir. İstediğiniz ama elde edemediğiniz şey nedir? Düşüncelerimiz şu şekilde işler ‘’Bırakmak güvenli değildir çoğu zaman eski olan bize acı verse de alışkanlığımız olmuştur onunla bir bağ kurmuşuzdur sevmişizdir birbirimizi. Yaşamayı hak ettiğinizi düşünüyor musunuz? Eğlenmeyi mesela hak ediyor musunuz? Bırakırsak naparız ,nasıl olur hayatımız ,nefes alabilir miyiz? Yaşayabilir miyiz? ya hayatımız alt üst olur ,düzenimiz bozulursa   ? Ya yenisi beklediğimiz umduğumuz gibi olmazsa? işte bu ve benzeri pek çok korku, sahip olmak istiyorum dediğimiz anda birden bire ortaya çıkar

  8_14 MART HAFTALIK BURÇLAR Bu hafta Ay oğlak burcunda iken merhaba demiş olacağız. Bugünlerde kendimizi biraz negatif, huzursuz ve gergin hissetsek de uzun vadeli planlar yapıp, hayatın temelleri üzerine düşünmek ve bunun eylem adımlarını hazırlamak için uygun bir zaman olabilir. Yani evimizde onarım, tadilat, tamirat gibi konulara yönelebilir, bazı konuları özellikle maddi konularda yaşadığımız zorlukları yeniden yapılandırma ile İlgilenebiliriz. Yani bu haftaya başlarken sağlam planlar yapmaya, ulaşılabilir olmasına dikkat ederek hedef koyalım. Haftanın ilk günlerinde ilişkilerimizle alakalı çok fazla beklentiye girmeden, çok fazla hedef koymadan, İlişkilerle alakalı ileriye dönük neler yapabileceğimiz konusunda sakin düşünerek planlar yapılabilir. Ayrıca bugün öğlen saatlerinden itibaren ay boşlukta olacağı için önemli ve gerekli görüşmeleri bu saate bırakmamakta, daha spiritüel konularla ilgilenmek de ve ruhsal Detoks çalışmaları yapmakta fayda var. 9 Mart Salı günü ay kova b