Öne Çıkan Yayın

“İnşirah Suresi’nin Astrolojik Sırları | Gökyüzü Daraldığında Kalp Nasıl...

Resim
Bazen kalbimiz daralır, nefes bile sığmaz olur… Ama gökyüzü der ki: “Bu da geçecek. Çünkü her darlığın ardında genişlik vardır.” Bu video, İnşirah Suresi’nin ilahi frekansını astrolojik sembollerle buluşturuyor. Dinlerken sadece bırak… kalbin ferahlasın, ruhun genişlesin.   “Rabbim, göğsümü genişlet ve yükümü hafiflet.”

ÇUKUR

 

DERİNE YOLCULUK YA DA ADINA AYNADAKİ YÜZÜM DİYELİM. BELKİ EN GÜZEL BAŞLIK ÇUKURDUR.

                                                            


Hiç ummadığınız anda hayatınızın bir noktasına gelirsiniz. Öyle bir noktadır ki bu ‘’ eyvah şimdi ne olacak’’ dedirtir insana. Yeni bir macera yeni bir yol vardır önünüzde. Bilmediğimiz her şeyin bizi korkutması gibi bu yolculukta korkutur bizleri. Ama şimdi şemsin 10. Kuralını hatırladım bir den.

10. Kural: Ne yöne gidersen git, doğu, batı, kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.

      Yönler bizim seçimlerimiz. Doğru ya da yanlış diye ayırt etmemek gerekiyor. Sonunda hepsi bir hedefe ulaşıyor. Yeter ki bu yolculukları yaparken içinde öfkeni, nefretini, negatife dair her duygunu törpülemeyi bil. Ya da bunlardan özgürleşmeyi seç. Her sabah, akşam kendine bu bana ne anlatmaya çalışıyor ve ben bu durum karşısında ne yapabilirim diye sormasını bil. Gerçi sormaktan ziyade yaşamaktır asıl olan. Eğrisi ile doğrusu ile her şeyi yaşamak.

             Bazen hayat bize hediye vermek istediğinde ambalajı kötü olabiliyor. Üzülüyoruz, lanetler okuyoruz, dövünüyoruz, keşkeler havada uçuşuyor. Hayat bize karşıymış gibi hissediyoruz. Kimsenin bizi önemsemediğini, her şeyin üstümüze geldiğini düşünüyoruz. Ya bu durum böyle değilse. Neden hayata rağmen yaşamak zorunda olalım ki? Hayatla aynı anda akışta olsak, belki sınavını verdin ey dost şimdi ödül zamanı diyecek evren bize. Önümüzü göremediğimiz zaman sisin arkasından bakıyorsak hayata, dar ve engebeli yollar bizi yoruyorsa karamsarlığa kapılmak an meselesi. Korkuyoruz evet haklısınız ama cesur ve cesaretli davranmak korktuğun halde o yolda yürümek değil midir.

Böyle zamanlarda kendimizle olan konuşmalarımız çok ehemmiyet kazanıyor. Çünkü kullandığımız her kelime, kurduğumuz her cümle bizi bize anlatıyor. Korku ve nefret dolu cümleler kuruyorsak hem tanrıdan hem de kendimizden memnun değiliz demektir. Tanrıdan korkuyor, kendimizden de nefret ediyoruzdur. Şikâyet ettiğimiz her şeyi büyütüyoruz ve bize katlanarak geliyor demektir. Kendi vasıflarımızı önce kendimizi tanımladığımız kelimelerle, sonra da karşımızdakini yargıladığımız kelimelerle bulabiliriz. Hatta dağın seslerimizi bize geri yansıttığını anlatan şu hikaye bana göre bu durumu tam olarak özetliyor.

“Bir adam ve oğlu ormanda yürüyorlardı. Aniden çocuk düştü ve şiddetli bir acı içinde bağırdı: “Ahhhh!” Hemen sonra dağdan gelen “Ahhhh” sesi onu şaşırttı. Merak içinde “Kimsiniz?“ diye haykırdı. Fakat sadece “Kimsiniz?“ cevabını aldı. Bu cevap onu kızdırmıştı. Bu kızgınlık içinde tekrar bağırdı: “Siz bir korkaksınız!”, ve ses cevap verdi: “Siz bir korkaksınız!” Babasına baktı ve sordu: “Bu olanlar nedir?“ “Oğlum” dedi adam, “Kulak ver, dikkat et şimdi!” Sonra baba bağırdı: “Ben sana hayranım”  Baba bağırmaya devam etti: “Sen harikasın!” ve ses cevap verdi: “Ben sana hayranım”, “Sen harikasın!”.

 Çocuk şaşkındı fakat halen ne olup bittiğini anlamamıştı. Baba durumu açıkladı: “İnsanlar bu durumu “yankı” diye isimlendirirler, fakat bu durum tam anlamıyla hayatın kendisidir. Hayat daima senin ona verdiğini sana geri  verir! Hayat senin eylemlerinin bir aynasıdır. Eğer sen daha fazla sevgi istersen, daha fazla sevgi ver! Eğer daha fazla nezaket istersen, daha fazla nezaket ver! Eğer daha fazla anlayış ve saygı istiyorsan, daha fazla anlayış ve  saygı ver! Eğer sen insanların sana karşı daha saygılı ve sabırlı olmasını istiyorsan, daha fazla saygı ve sabır göster! Doğanın bu kuralı bizim hayatımızın her cephesinde söz konusudur.

Eğer hepimiz bir gram içimizdeki o meleksi sesleri dinleyebilsek, yüreğimizin atışını hissettiğimizde ona kulak verebilsek hayat daha kolay olabilirdi. Bizler maalesef kulak vermediğimizde kalplerimiz darma dağınık olmaya başlıyor. Ama hiç düşünmüyoruz ki o harabeye dönmüş gönlümüzde neler saklıyor, ne hazineler barındırıyoruz. Ama bizler yaşadığımız ve bizi değiştirecek olayların karşısında ders alarak ilerlemektense başkalarını ve kendimizi suçlayarak ilerliyoruz.

Ah şu dilimizi bir tutabilsek ve onu eğitmeyi bir başarabilsek!!!!

Filiz Cansever

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEVGİLİLİK SÖZLEŞMESİ

SU’nun Şifa Gücünden FAYDALANMAYA NiYET Edin.