Öne Çıkan Yayın

DİŞ MACUNU GİBİ OLMAK...


İnsanlar olarak yapabileceklerimizin gerçekten sınırı yok diye düşünüyorum. İstedikten sonra aslında kafamıza koyduğumuz her şeyi gerçekleştirebilecek potansiyel içimizde var. Yaradılışımız zaten mucizevi bir şey olduğu için istediklerimize ulaşmak, hedef koymak ve ilerlemek de mümkün olmalı değil mi?

Aslında başımıza olaylar geldikçe ne kadar güçlü olduğumuzun farkına varıyoruz. Karşılaştığımız her zorlukta biraz daha güçleniyoruz. Düşünsenize çocukken aşk acısı daha katlanılmaz olurken şimdilerde bunun geçici bir şey olduğunu bilerek daha az üzülüyoruz. Aslında biraz da alışmışlık oluyor insanda. İş hayatına ilk atıldığımızda ne kadar zorlanmıştık. Oysa şimdi her şeyle baş etmeyi öğrendik. İşte kendi gücümüzü bir zorlukla karşılaşmadan anlayamıyoruz maalesef. Şimdi size bu söyleyeceğim belki biraz saçma gelecek ama diş macunu gibiyiz bu hayatta. Seliz şimdi ne alaka diyeceksiniz ama mantıklı düşündüğünüzde gerçekten hak vereceğinizi düşünüyorum.

Diş macununu sonuna kadar kullanıyoruz değil mi? Asla pes etmiyoruz ve kıvırdıkça kıvırıyor, sıktıkça sıkıyoruz. Ta ki en son damlasına kadar. Bizlerin gücü de işte bazen karşıdan bir şey gelmediğinde belli olmuyor. Diş macunun aklı olsaydı ya da canlı bir şey olsaydı eminim o da istemezdi o kadar çok zorlanmayı. Gerçi bazen de dengesizin biri gelip tam ortandan sıkıveriyor seni ve şeklin de bozuluyor ama olsun J Kaçımız gücümüzü, direncimizi ve ya azmimizi sonuna kadar kullanıyoruz? Dışarıdan bir baskı gelmediği sürece neden ilerleme kaydedemiyoruz ve yerimizde sayıyoruz? Bunları düşünmek yeterli olmuyor sadece işte, uygulamaya geçmediğimiz sürece hep aynı yerde kalıyoruz.

İnsanlar olarak bir beynimiz var, fikrimiz var ve gücümüz var. Hayat şartları evet birçoğumuz için hiç de kolay değil ama bu şartlar altında “nasıl daha iyi oluruz” diye düşünmek yerine her zaman bulunduğumuz durumdan şikâyet etme eğilimindeyiz. Oysaki şikâyet etmek bizi dibe çekmekten başka hiçbir işe yaramıyor. Bunu bilerek aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar bekliyoruz. Bu delilik değil de nedir sizce? Bir diş macunu bile gücünü sonuna kadar kullanabiliyorken bizler insan olarak bunu neden yapamayalım ki? Yani onu sıkan ve öyle kullananalar da bizi aslında. Bunu biliyoruz. Tek sorunumuz hayatımıza uygulamamak aslında. Çünkü bizler zoru sevmiyoruz. İstiyoruz ki her şey kolaylıkla ve güzellikle olsun hayatımızda. Ama maalesef hayatta istediğimiz her şey için bir bedel ödemek zorundayız. Başarılı olmak için çok çalışmak, zayıf olabilmek için az yemek ve spor yapmak ya da beğendiğimiz herhangi bir eşyayı almak için bir para ödemek zorundayız. Aslında sevgi görmek ya da saygı görmek için bile bir bedel ödemek zorundayız. Hayat bu şekilde ilerliyor maalesef. O yüzden daha savaşçı olmalıyız hayatta. Bu hayatta güçsüzlere yer yok. Her zaman büyük balık küçük balığı kapar. Bu kuralı hepiniz biliyorsunuz.

Herkes başarıya çok az kala vazgeçer biliyorsunuz. Çabalarız da çabalarız ve olmayacak der vazgeçeriz. Oysa ki tam da ucuna gelmiş oluruz. İşte bunları bilerek aslında çabalamayı bırakmamak lazım. Mesela Stephen King uzun bir süre çok yoksul bir hayat sürdürüyor. Evlenmek için kıyafet ödünç alıyor ve karısıyla bir karavanda yaşamaya başlıyor. Yazmaktan ise asla vazgeçmiyor. İlk yayınlanan ve sadece 35 dolar kazandığı hikâyesi The Glass Floor’dan önce tam olarak 60 tane red mektubu almış. Stephen King, bugün kitapları milyonlarca satan ünlü bir yazar. İşte biz de tam bu yüzden kendi gücümüzün farkında olmalı ve pes etmeden sonuna kadar gitmeliyiz.

Demek ki neymiş; bundan sonra bir başkasının bizim gücümüzü, sabrımızı ya da azmimizi sorgulamasına izin vermeden kendimiz isteklerimiz uğruna, bu dünyada daha güçlü ve sağlam kalabilmek uğruna her şeyi biz zorlayacağız. Böylece aslında başımıza gelenlerden başkalarını suçlamak yerine kendimizi sorumlu tutabileceğiz. Ben yaptım ve sonucuna razıyım demek kadar güzeli var mı? Bu hayat bizim. Doğrularıyla ve yanlışlarıyla, kolaylıklarıyla ve zorluklarıyla, mutlulukları ve mutsuzluklarıyla bu benim hayatım.

Bir diş macunu kadar olamayacaksak da ne bileyim J

Sevgiyle ve umutla…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEVGİLİLİK SÖZLEŞMESİ

SU’nun Şifa Gücünden FAYDALANMAYA NiYET Edin.