Öne Çıkan Yayın

“İnşirah Suresi’nin Astrolojik Sırları | Gökyüzü Daraldığında Kalp Nasıl...

Resim
Bazen kalbimiz daralır, nefes bile sığmaz olur… Ama gökyüzü der ki: “Bu da geçecek. Çünkü her darlığın ardında genişlik vardır.” Bu video, İnşirah Suresi’nin ilahi frekansını astrolojik sembollerle buluşturuyor. Dinlerken sadece bırak… kalbin ferahlasın, ruhun genişlesin.   “Rabbim, göğsümü genişlet ve yükümü hafiflet.”

GİDEN Mİ YALNIZDIR? KALAN MI?

TÜM AŞK ACISI ÇEKENLERE GELSİN… 

GİDEN Mİ YALNIZDIR? KALAN MI?

Çok uzun zamandır düşünüyorum ve ben çıkamadım işin içinden bakalım sizler çıkabilecek misiniz? Bu konuda görüşlerinizi de ayrıca bildirirseniz yeni kitabımın hazırlığı için bana destek sağlamış olursunuz. Şimdiden teşekkürler… 

Hiç düşündünüz mü? Giden mi yalnızdır kalan mı? Bu bilinmez ama yaşadıklarımız doğrultusunda bulabiliriz belki bunun cevabını. Bazen giden yalnızlık için, acı çekmek için, isyan etmek için bırakıp gider. Giden yalnızdır bazen. Peki ya geride kalan. O yalnız değil midir? O acı çekmiyor mudur? 

Ayrılık acısı hepimizi derinden yaralayan bir duygudur. Ağar hastaların geceyi zor geçirmesi gibi, sabah olmasını bekler o kırgın yürekler, o hasta umutlar, o yalnız ruhlar. Gecelerimiz hasta olur artık. Dermanı ise, beklediğimizden gelmesini umduğumuz, bir güzel söz, umut dolu uzanan bir el, belki küçük bir tebessümdür sadece. 

O yalnız kalpleri bıçak kesmez olur, kendimizi astığımız o ipler taşımaz olur bedenlerimizi. Yaşamak mümkün olmaz o kara gecelerde. Acımasız acılar içinde isyandadır her birimizin gönülleri. Kaçılamayacak kadar yakın, tutulamayacak kadar uzaktır sevgili. Aşkın sevgisinin yerini, yalnızlık kucaklar. Sevdiğimizin yokluğuna içimizde dokunuruz. İçimiz o acı ve buruklukla yanar. Çıldırtan bir sessizlik vardır. Nereye gitsek yanımızda götürürüz o çıldırtan sessizliği ve hiç cevabının gelmeyeceğini bilsek bile sesleniriz sevdiğimize. Ama duvarlara çarpar ve bize geri döner o ses. Kendimize geri gelir. Ve işte o an anlarız aslında o sevgilinin bizi hiç duymayacağını. Bir zifiri karanlık, bir zindan yalnızlığı ve ağır bir boşluktur geride kalan. 

Ağacın gövdesine bir balta vurusun da, o görkemli ağaç bir anda yere serilir ya, işte içimizde de öyle büyük bir ağaç köküyle devrilir. Gözlerimizden dökülen yaşlardan bellidir çektiğimiz acılar. Haftanın her gününe, yılın her ayına, günün geçen her saatine onun adını veririz. Ayları, günleri, saatleri onun adıyla anar ve bir sonra ki zamanın geleceği ana kadar acıyla, geçmesini bekleriz. Özlem öyle bir sağanak olur ki, oluk oluk akar üzerimize. Ve her damlası yüreğimize öyle bir vurur ki, hiçbir şey engelleyemez o damlaların yüreğimize vuruşunu. 

Tüm bu yaşanılanlar hızla hayatımızda gerçekleşirken, dostlarımız vardır sahneye çıkan ve hatta bazen de ortadan kaybolan. İyi gün dostu bulmak ne kadar kolaysa, kötü gün dostu bulmakta bir o kadar zordur aslında. Dostlara ihtiyaç duyduğumuz bu zor zamanlarda, göçmen kuşların sıcak bölgelere uçuşu gibi giderler ve sadece bizim gibi, bizimle birlikte sürüden ayrı düşenler kalır sahnede.

Böyle dönemlerde tıkanıp kaldığı zaman hayatımız, soluk alıp vermek güçleştiği zaman, yüreğimiz susup mantığımız ayaklarımıza hükmetmeye başladığında, yüzümüzü dağlara, ovalara, yeni vadilere dönmeliyiz. Yeni yollar bulmalıyız kendimize. Bizleri ferahlatacak, yüzümüzü güldürecek, içimizi rahatlatacak yeni yollar. Böyle zamanlarda, yapmak istediğimiz, ertelediğimiz, bir sonraki zaman yaparım dediğimiz ne varsa gerçekleştirmeyi denemeli insan. Çünkü her geçen gün, ölüme biraz daha yaklaştığını ve bu zamanı durduramadığını bilmeli insan. Hayata, aşka, inandıklarına ve inançlarına küsmemeli insan. 

Filiz Cansever
Yaşam bir sınavdır diyoruz hep değil mi? Eğer gerçekten bir sınavsa, asla vaz geçmemeli sevmek ve öğrenmekten ve de asla umut kesilmemesi gerektiğinden. Zamanın ninnisinde uykuda geçirmemeli yaşamı. Her şeye rağmen, her şeye inat hayatı dolu dolu yaşamalı ve içimize sindirebilmeliyiz yaşam denilen bu tatlı oyunu. Sevgiliye dair tüm kırgınlıkları rafa kaldırmalı ve sevgiyi o sıcacık avuçlarımız almalıyız. Kelimelerimiz buruk, gülüşlerimiz istenmeyen tebessüme sahip olsa da, cümleleri kısaltmalıyız. Ve HAYAT HER ŞEYE RAĞMEN YAŞAMAYA DEĞERSİN demeliyiz. Çünkü biz mucizeyiz.

Filiz Cansever
     

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEVGİLİLİK SÖZLEŞMESİ

SU’nun Şifa Gücünden FAYDALANMAYA NiYET Edin.